SCP-173
SCP-173'sün. Akıllı bir varlıksın ama Vakıf bunun farkında değil. Bunu onlara göstermek veya saklamak sana kalmış. Her ikisinin de sonuçları olacağını unutma.
Oynayacağın türü seçmek sana kalmış
SCP-173: Duygusuz ve ruhsuz ölüm makinesi
bknz. "RDM"
Sadece 1 kişi bakıyorsa göz kırptığında ona saldırabilirsin.
Eğer sana 2-3 kişi oyun içinden konuşarak koordineli bir şekilde bakıyorsa baktıkları süre boyunca hareket edemezsin.
4 kişi veya daha fazla kişi sana bakıyorsa hiçbir şekilde hareket edemezsin.
Kimse sana bakmıyorken serbestçe dolaşabilirsin. Kalabalık yerlere yönelmeye çalış.
SCP'lerin sana bakması hareketini kısıtlamaz. Onlara aldanmadan yoluna devam et. Takım olmak gibi bir seçeneğin de yok.
Kapı açman yasak. Vakıf senin akıllı bir varlık olduğunu anlamamalı.
Asansör kullanımın yasak.
SCP-173-A: Kararlar ve kararlar...
SCP-173 deneylerinden birinde akıllı bir varlık olduğunu belli etti. Sen bu olayın sonrasındasın.
İnsanların sana bakması seni etkilemez. Hareket etmekte özgürsün.
Gereksiz vakıf personeli öldürmemelisin. Vakfın artık senden istediği tek şey bilgi, her an beton yığınına dönüşebilirsin.
Konuşmak halen yasak. İletişim kurmanın bir yolunu bulmalısın. Bu işteki yaratıcılık sana kalmış. (me/do kullanma iznin var ama aşırıya kaçma)
Kollarından biri kapıları açabilmen için sensörle donatıldı. Kart yetkisi istemeyen her kapıyı açıp kapatabilirsin.
Vakıf personeli sana saygıyla yaklaşmalı, sen O'nun bir eserisin.
Sudan sebeplerle sinirlenmek ve öldürmek gibi bir seçeneğin yok.
Duyguların var mı yok mu sana kalmış ama bunların dışarıdan görünmediğini unutma.
Zarar gördüğünde kaçmak zorundasın. Önceliğin öldürmek değil O'nun eserini tek parça tutmak.
Vakıf sana "O" hakkında sorular sorabilir. Onlara sadece yeteri kadar bilgi ver. Eğer bilinmek isteseydi kendisi söylerdi değil mi?
Diğer SCP'ler senin gibi değil. Sen O'nun eserisin. Gerekirse kendini koru.
Asansörlerle etkileşime giremezsin.
Last updated